Akciğer Kanseri
Sıklık, bulgular, korunma
Kadın ve erkekte ikinci en sık görülen kanser türüdür. Oluşumunda sigara en önemli etkendir. Ayrıca asbestin de akciğer zarı kanseri yaptığı bilinmektedir.
Öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, balgamda kan görülmesi, ses kısıklığı en sık belirtilerdir. Bu bulguların mutlaka akciğer kanserine bağlı olması gerekmez. Soğuk algınlığı, zatürree gibi hastalıklar da aynı bulguları verebilir.
Korunma da en önemli tedbir aktif ve pasif sigara içiciliğinden kurtulmaktır. Asbest kullanılan iş kolları yasal kontrol altındadır ancak kişinin de bu konuda bilinçli olması gerekir.
Akciğer kanserlerinde, korunma amaçlı, belirlenmiş tarama ve düzenli kontrol programları yoktur. Düzenli yapılan akciğer filim ve bilgisayarlı tomografilerinin yararı açısından tıbbi görüş birliği oluşmamıştır.
Tanı ve tedavi
Akciğer kanserinde ilk tetkik, kuşkulanılan olguda, basit akciğer filimi ve bilgisayarlı tomografidir. Filimler sonucunda kuşku kuvvetli ise kesin tanı ve hücre tipini belirlemek için doku örneği alınır. Bu, şartlara göre, bronkoskopi, akciğer zarındaki sıvıdan örnek alınması, balgam incelemesi veya akciğerden iğne ile doku örneği alınarak yapılır.
Akciğer kanserleri küçük hücreli kanserler ve küçük hücreli dışı kanserler (epidermoid, skuamoz, adenokanser) olarak iki ana guruba ayrılır.
Tanı konduktan sonra tedavi yaklaşımı için hastalığın yaygınlığının belirlenmesi gerekir. Detaylı muayene sonrası, yapılmadıysa duruma göre akciğer ve karın tomografisi, PET-BT, kemik sintigrafisi, karaciğer ultra sonografisi, beyin MR tetkiki ve kan tahlilleri istenir. Bu tetkiklerin mutlaka hepsi yapılmaz.
Hücre tipi genel tedavi yaklaşımında en önemli belirleyicidir. Cerrahi, ilaç tedavisi ve radyoterapi, hücre tipi ve hastanın durumuna göre ana tedavi seçenekleridir. Gereğine göre bu yöntemler tek başına veya birlikte kullanılır. Hasta ilk başta ameliyat edilebilir, gerekirse ilaç ve radyoterapi ile hastalık küçültülerek (neo-adjuvan tedavi) ameliyat sonraya bırakılabilir. Ya da radyoterapi ve kemoterapi ameliyat yapılmaksızın tek başına veya birlikte kullanılabilir.
Tüm tedavi bittikten sonra hasta ömür boyu düzenli aralıklarla, gerekli tetkikler istenerek takip edilir.